Alija Izetbegović biyografisi

Alija Izetbegović (Aliya İzetbegoviç) – Bosna Hersek’in halk oyuyla seçilen ilk demokratik Cumhurbaşkanıdır

1925. (Bosanski Şamac) – 2003. (Saraybosna)

Mesleği: Avukat / Eşi: Halida Repovac. Çocukları: İki kızı ve bir oğlu bulunuyor / “Genç  Müslümanlar” Harekatı’nın bir üyesi olarak 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı (1946-1949) / Eğitim: Sarajevo Birinci Dilbilgisi Erkek Lisesi, Ziraat Mühendisliği Eğitimi (3 yıl), Hukuk Eğitimi (1956 mezunu), Adli sinavı / Eğitim sırasında Karadağ’daki Peruçica Hidroelektrik Santrali’nin inşaatını yönetti  (1952-1959) / Niskogradnja, Put, IPSA, Consulting şirketlerinde avukat olarak çalıştı. / Müslüman aydınlarına karşı açılmış siyasi davada 1983 yılında 14 yıl hapse mahkum edildi. / İtiraz neticesinde ceza 12 yıla, ardından 9 yıla indirildi. / 25 Kasım 1988 yılında hapishane’den tahliye oldu. / Demokratik Eylem Partisi’nin kurucusu ve ilk Başkanıdır (Mayıs 1990) / Kasım 1990 yılında yapılan ilk demokratik seçimle Bosna Hersek Başkanlığı’nın ilk Cumhurbaşkanı olarak seçildi./ 1992-1995 savaş yılları arasında Bosna-Hersek’in savunmasını  yönetti / Ekim 2000 yılında başkan görevinden çekildi.

Alija Izetbegović (Aliya İzetbegoviç) 8 Ağustos 1925 tarihinde Bosanski Šamac’da itibarlı bir beyzade ailesinin oğlu olarak dünyaya geldi. Alija’nın doğumundan iki yıl sonra, ticaretle uğraşan babası Mustafa dokuz kişilik ailesiyle Saraybosna’ya taşınma kararı aldı. Babasının, ilk evliliğinden iki oğlu, Alija’nın annesi Hiba ile olan evliliğinden üç kızı ve iki oğlu vardı. Alija da beşinci çocuk olarak doğdu.

Izetbegović Saraybosna’da Birinci Dilbilgisi Erkek Lisesinde eğitimi görürken  bir taraftan ‘’sosyal adalet – adaletsizlik’’, diğer taraftan da Allah’a iman konuları arasında ikilemde kalmaya başladı. Lise eğitimi süresince çok fazla kitap okudu ve lisesinin son yıllarında okuduğu edebi ve felsefi eserleri onun eğitiminde önemli bir rol oynadı. Okuduğu edebiyat eserleri; Dostoyevski’nin romanları, felsefi eserlerleri  ise; Oswald Spengler’in Batı’nın Çöküşü ve Henri Bergson’un Yaratıcı Tekamül idi. Ancak, genç Alija içten içe yaşadığı ikilem dönemi sonrası, bir daha uzaklaşmayacağı ’’yeniden keşfettiği inanca geri dönüş’’ fikrini benimsedi.  

Alija Izetbegović gençliğinde
(kaynak: aile arşivi)

Izetbegović 1943 yılında Liseden mezun oldu. O yıllar Saraybosna Ustaşaların işgali altındaydı ve ustaşa rejimi tarafından seferberlik ilan edilmişti. Seferberliği önleyebilmek için 1944 yılı boyunca gizlenmek zorunda kaldı. Aynı dönemde gelecekteki eşi olan Halida Repovac ile tanıştı. Halida Repovac’ın iki erkek kardeşi (Bakir ve Muhamed Repovac) direniş hareketine üye olduklarından dolayı öldürülmüştü.

Savaş esnasında İzetbegoviç insani yardımlar üzerinde çalıştı. “Mladi muslimani” çatısı altında sivil halka yardım etti ve ayrıca aynı organizasyonda kendi siyaset yolunu da bulmaya çalıştı. İslam, antifaşizm, antikomünizm bu organizasyonun çizgisini belirliyordu.

Savaştan sonra komünizm rejimi bu organizasyonu tehlikeli gördü ve 1946 yılında ilk tutuklamalar başladı. Tutuklananlar arasında Alija Izetbegović de vardı. O dönem askerlik yaptığı için, askeri mahkeme tarafından yargılanıp 3 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.

Hukuk okumaya daha meraklı olmasına rağmen, Ziraat Mühendisliğini 1949 yılında hapisten tahliye olduktan sonra okumaya başladı ve ailesini aynı dönemde kurdu. 10 yıl  süresince çeşitli inşaat projelerini yönetirken, 7 yılı Karadağ’da Nikşiçi yakınlarında inşa edilen Peruçica Hidroelektrik Santral projesini yönetti. Projelerde yöneticilik yaptığı dönemde ailesine bakmanın yanı sıra eğitim hayatına da devam etti. Üçüncü sınıftayken Ziraat Bölümünü bıraktı ve Hukuk Fakültesine yazıldı. İki yıl sonra (1956 yılında) mezun oldu. O sırada iki kız biri erkek olmak üzere üç çocuğu dünyaya geldi.

Avukat olarak inşaat sektöründe çalışmaya devam etti (NİSKOGRADNJA, PUT, İPSA, CONSULTİNG). Adli sınavını kazandı ancak adli makamlarda mesleğini icra etmedi. Evrensel programların takibi, dünyada ve ülkesinde siyaset takibi, bilim ve teknolojinin gelişmesi, yabancı dil öğrenmesi, satranç gibi hobiler çok yakından ilgilendiği alanlar oldu. Ancak en çok dikkatini çeken İslam ve Müslüman halklarının durumu oldu. Kızların ve erkek çocuğunun birinci harflerden oluşan takma adı LSB adı altında konuyla ilgili birçok makale yazdı (Makaleler “İslami uyanışın sorunları” adlı eserde toplandı), 1969 yılında ise İslam Deklarasyonun taslağını hazırladı, 1970 yılında taslağı bitirdı ve yayınladı. Fas’tan Endonezya’ya kadar Müslüman halkını ilgilendiren bu kitapçık (40 sayfa), 1983 yılında Saraybosna Sürecinden sonra büyük ilgi topladı. Savcılık tarafından hiç bir somut kanıt sunulmamasına rağmen İzetbegoviç’in sözde Radikal İslamcılığı ile Anayasa düzenini devirme çalışmaları gerekçesiyle mahkum edildi.

Izetbegović’in ikinci kitabı olan “Doğu ile Batı arasında İslam”ın en önemli bölümlerini 1946 yılında hapsedilmeden önce yazdı. Tutuklu olduğu sürede kız kardeşi Azra yazılarını saklayarak korudu. Daha sonra yoğun bir şekilde bu yazılar üzerinde çalıştı, özellikle din ve sanat yazılarını, Nikolaj Bercayev’in Marksizm yazısından dolayı bir dönem yasaklanan Kültür dergisinde 1971 yılında yayınladı.

On yıl sonra “Doğu ile Batı arasında İslam” eserinin bitmiş yazılarını Kanada’daki bir arkadaşına yolladı. Birkaç ay sonra, 1983 yılı Mart ayında Izetbegović tutuklandı ve 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sözde Anayasa düzenini devirme çalışmaları ve ‘’sözel hareket’’ çalışmaları gerekçesiyle onunla beraber 12 müslüman entelektüel de mahkum edildi. Tutuklananların birçoğu birbirini tanımıyordu.

Alija Izetbegović ve ailesi
(kaynak:aile arşivi)

Izetbegović hapiste iken Doğu ile Batı arasında İslam kitabı 1984 yılında İngilizce olarak Amerika’da, 1988 yılında da Boşnakça olarak Belgrad’da yayınlandı. Dokuz yabancı dile çevrilmiş kitapta İzetbegoviç, İslam ve İslam’ın güncel dünyadaki yeri ile ilgileniyor, aynı zamanda insanoğlunu ilgilendiren genel soru ve konuları tartışmaya açıyor. Soruşturma sürecinde Savcılığın tutuklama sebebi olarak “İslam Deklarasyonu” kitabını sunduğunu, ancak İzetbegoviç’in asıl tutuklanma sebebi “Doğu ile Batı arasında İslam” kitabından kaynaklandığını düşünüyordu.

Tutukluluk süresince Izetbegović notlar yazmaya başladı. Hayat, kader, din, siyaset, okumuş olduğu eserler ve yazarlarıyla ilgili düşüncelerini yazdı. A5 formatında 13 kitapçık olarak ortaya çıkan yazıların düzenlenmesi sonrasında, 1999 yılında “Özgürlüğe Kaçışım” kitabı yayınladı.

Izetbegović çarptırıldığı cezanın indirilmesi için hapis süresince çabasını sürdürmeye devam etti. Mahkeme sürecinin yasa dışı yargı sürecinden dolayı Federal Mahkemeye yazdı. Şikayet sürecinde Bosna Hersek YMK sembolik bir indirimle 14 yılı 12 yıla indirdi; Federal Mahkeme ise kararını Sözel Hareket olarak değiştirip cezasını 9 yıla indirdi. Kısa süre sonra Sözel Hareket kararı da kaldırıldı. Böylece Izetbegović 5 sene 8 ay hapis cezası yattıktan sonra 25 Kasım 1988 yılında serbest bırakıldı.

1990’daki ilk demokratik seçimlerde oy kullanmaya giderken

Hapisten çıktıktan iki sene sonra 1990 yılı Mayıs ayında Izetbegović kendisiyle aynı ideolojiyi paylaşan insanlarla Demokratik Eylem Partisini (SDA) kurdu. Partinin öngörülen hedefleri; evrensel özgürlük değerleri, demokrasi, eşitlik ve insan hakları, ekonomi ve sosyal devletin olumlu fonksiyonlarının geliştirilmesini sağlamaktı. Kuruluş Meclisinde Izetbegović Parti Başkanı olarak seçildi. İzetbegoviç tarafından ele alınan Kurucu Belge, adil yasalar tarafından düzenlenen demokrasiye ve halkın hükümete bağlılığını vurgulayarak, Belgeyi kaleme alanın izini taşıyordu.

18 Kasım 1990 yılında düzenlenen ilk demokratik seçimlerde SDA Partisi toplam 240 milletvekilinden, 86 sandalyeyle Bosna Hersek Devlet Meclisinde yerini aldı. 7 kişilik Başkanlık Konseyinde SDA’nın 3 adayı bulunuyordu. Yugoslavya’nın ekonomik ve siyasi anlamda zor günler geçirdiği dönemde, Izetbegović Bosna Hersek Başkanlık Konseyi Başkanı olarak seçildi. Bir sonraki yıl Bosna Hersek temsilcisi olarak Yugoslavya’nın diğer 6 Başkanıyla toplantılara katılmaya başladı. Makedonya Cumhurbaşkanı Kiro Gligorov ile birlikte, Yugoslavya’yı reformlara kavuşturacak bir platform fikri sundu fakat yeteri kadar destek alamamalarından dolayı bu gerçekleşmedi.

17 Haziran 1991’de Slovenya’da, Yugoslavya’nın dağılmasını tetikleyen bir saldırı gerçekleşti. Saldırı Yugoslav Halk Ordusu tarafından yapılarak, bağımsızlığını ilan eden Cumhuriyetlere karşı bir işaret niteliği taşıyordu. Izetbegović’in geleceğin Yugoslavya’sı ile ilgili görüşü açıktı; Yugoslavya, Hırvatistan ve Slovenya olmadan büyük Sırbistan olacağı için, Bosna Hersek’in geleceğini büyük Sırbistan sınırları içerisinde görmüyordu. Cumhurbaşkanı Izetbegović, Bosnalı gençlerin Hırvatistan’a karşı savaş için seferber edilmesine karşı çıktı ve ardından Cumhurbaşkanlığı karar verdi. Karar, Parti üyelerin dışında Bosna Hersek’teki sivil entelektüeller tarafından da destekleniyordu.

Yugoslav Halk Ordusu Slovenya ve Hırvatistan’ın bazı bölgelerinden çekilmesiyle birlikte Yugoslav Ordusu olmaktan çıkıp, Sırp Ordusuna dönüşüyordu. Sırp Ordusu aynı zamanda personel ve silah bakımından Bosna-Hersek’teki varlığını güçlendiriyordu. Izetbegović, Bosna-Hersek’te savaşı önlemek, barışı korumak ve Bosna-Hersek devlet kurumlarının yasallığını ve meşruiyetini korumak amacıyla müzakerelere ve diplomatik faaliyetlere aktif olarak katıldı.

Yugoslav Halk Ordusu’nun kendisini pervasızca bir Sırp ordusu olarak tanımladığı ve Bosna-Hersek’in ulusal savunmasının ana kurumlarını tehdit etmeye başladığında, SDA Partisi Izetbegović’in önderliğinde Bosna Hersek’i savunacak Ulusal Savunma Konseyini kudu. Konseyden daha sonra ilk askeri oluşumlar da kuruldu.

14 Ocak 1992 yılında Bosna Hersek Cumhuriyeti Meclisi’nın getirmiş olduğu Egemenlik kararını Bosna Hersek’teki Sırp Demokrat Partisi kabul etmedi. Bir gün sonra, Avrupa Birliği Slovenya ve Hırvatistan’ın bağımsızlığını tanıdı ve bir referandum düzenleyerek Bosna-Hersek’in tanınmasını şart koştu (AB’nin Badinter Komisyonu kararı).

Referandum 29 Şubat ve 1 Mart 1992 yılında düzenlendi. Referanduma katılım %64 oranda olup, %99’u Bağımsız Bosna Hersek için oy kullandı. 22 Mayıs 1992 tarihi itibariyle Bosna Hersek’in Birleşmiş Milletlere kabulü gerçekleşti ve ardından uluslararası düzeyde tanınması başladı.

Sonuçların açıklanmasının ardından, Sırp paramiliter grupların Sırp olmayan halklara ilk saldırıları başladı. Avrupa Topluluğu 6 Nisan 1992’de Bosna-Hersek’in bağımsızlığını tanımasından sonra, Yugoslav Halk Ordusu ülke çapında acımasız bir saldırıya geçti. Izetbegović o dönemde 67 yaşındaydı ve hayatının en zor dönemi ile karşı karşıyaydı.

Dört yıllık savaş sırasında, Izetbegović’in hayatı her an tehlike altındaydı. Her gün düzenli olarak çalıştığı Başkanlık Binası Saraybosna kuşatması boyunca bombalandı. Izetbegović sık sık ülke genelindeki serbest bölgelere gidip Bosna Hersek Ordusu birimlerini gezdi.

BH Parlamento binası 1992 Saraybosna kuşatması sırasında ateşe verildi
(kaynak: Mikhail Evstafiev)

Bosna Hersek Cumhuriyeti Başkanlık Konseyi Başkanı olarak, Başkomutanlığın’ın yükünü ve sorumluluğunu taşıdı. Uluslararası sözleşmelere ve sıkıyönetimine ve özellikle sivillerin, kültürel ve dini alanların korunmasına saygı duyulmasında ısrar etti. Barış görüşmelerine katılmaya devam etti; tüm askeri ve siyasi baskılara ve silah ambargosuna rağmen, özgürlük ilkesi ve Bosna-Hersek’in din, ulus ve siyasi inançları nedeniyle kimseye zulmedilmeyeceği bir ülkenin kararlılığı konusunda tutarlılığını sürdürdü.

ABD Başkanı Bill Clinton ve Başkan Alija Izetbegović Tuzla’da, 1997.
(kaynak: William J. Clinton Presidential Library)

İlkeli görüşleri ve Bosnalı savunucuların cesur direnişi sayesinde Bosna-Hersek hem Doğu’da hem de Batı’da dost ve destek kazandı.

Savaş, Kasım 1995’te Dayton’da (Ohio, ABD) “Bosna-Hersek’te Barış için Çerçeve Anlaşması” nın kabul edilmesiyle sona erdi. Anlaşmanın oluşmasını sağlayan ABD’li diplomat Richard Holbrooke, Alija Izetbegović olmasaydı Bosna-Hersek’in hayatta kalamayacağını belirtti.

Anlaşmayı imzaladıktan sonra, Izetbegović şu sözleri söyledi: “Bu sadece bir barış değil, bu savaşı sürdürmekten öte bir şey. Durum böyle iken, dünyanın durumu böyle iken, daha iyi bir barış sağlanamazdı.”

Adaletsiz bir barış sonrası harap olmuş ülke koşullarında Izetbegović, savaş ve yıkımın etkilerini hafifletmek, yıpranmış ilişkileri ve sosyal yaşamı düzeltmek, siyasi sistemi iyileştirmek ve Bosna-Hersek devlet kurumlarının etkin işleyişi için yoğun bir şekilde çalışmaya devam etti.

Şubat 1996’da kalp krizi atlattıktan sonra 4 yıl daha çalışmaya devam etti. 2000 yılı yaz aylarında Cumhurbaşkanlığından çekilmeyi düşünmeye başladı ve aynı yıl 15 Ekim’de Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı’ndan çekildi. Hayatını özetleyerek şöyle yazdı: “Eğer bana hayatı tekrar yaşamam için bir teklifte bulunulsaydı, bunu reddederdim. Fakat tekrar dünyaya gelseydim, kendi hayatımı seçerdim.”

Izetbegović siyasi faaliyetlerine ve otobiyografik “Anılar” kitabı üzerindeki çalışmalarını devam etti. Siyasi otoritesinin gücü ve sahip olduğu büyük çaptaki uluslararası itibar ile hareket ederek, iç ilişkilerin ve Bosna-Hersek’in dünya üzerindeki konumunun sorunlarının çözülmesinde yardımcı oldu. Yaşadığı dönemde Demokrasiye ve daha adil bir dünyaya katkılarından dolayı, Doğu’dan Batı’ya üstün bir onur sahibi ve saygın bir kişilik olarak tarihe geçti. Bosna Hersek’i ziyaret eden hemen hemen tüm devlet adamları Izetbegović ile görüşme isteklerinin yanı sıra, protokollere kendisini dahil etmeye çalıştılar.

Hayatının son günlerinde, eski ABD Başkanı Bill Clinton ve dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan gibi seçkin devlet adamları da dahil olmak üzere birçok dost tarafından ziyaret edildi.

Alija Izetbegović 19 Ekim 2003 yılında hayata gözlerini yumdu.

Boşnakların genci ve yaşlısı, tüm dini, etnik ve farklı siyasi geçmişlere sahip Bosnalılar, dünyanın her yerinden saygın insanlar Saraybosna’nın bugüne kadar gördüğü en kalabalık cenaze töreninde Alija Izetbegović’i son yolculuğuna uğurladı.

Alija Izetbegović Saraybosna’da Kovaçi Şehitlik Mezarlığına defnedildi.

Alija Izetbegović’in 2003 yılında Saraybosna’daki cenazesi (kaynak: Hayat TV)